Anlamak ölmektir, ölmekse aşk’a gidiş..

0

Bahar rengi bir aldanıştan dönüyor gözlerim
Ölüm kovalarken bedenimi
Ruhum bir güzelliğin yansımasını aşk diye giydiriyor hüznümün aynasına
Yeşil bir arzu kanıyor ellerimden ve en çok da anlatırken eskiyor insan!
Korkuyorum kendime bile söyleyemediğim acılar çemberinde                                          Bütün yalnızlıklar boynuma halka oluyor
Bütün suretleri sahibine sabitliyorum
Kelimeler ki ağrıyan yerlerimin ağır işçileri
Sahipsizliğimde kendime yollar bırakıyorum
Hangi zaman dilimine sığmıştı bizim bizden gidişimiz
O zamanlar zaman hayli gençti!
Naftalin kokulu soruları vardı gözlerimin
Zaman hayli gençti ve hayli zaman geçti

Merdivenlerimizi kimler çıkıyor şimdi
Kimler iniyor o masmavi zamanların ıslak kuyusuna
Ki hepimizin kuyusunda bir Yusuf yalnızlığı!
Büyürken yanımıza aldığımız o düşler kimin hücresinde sarıyor yaralarını
Bembeyaz bir anın serpilmiş misk kokularıyla
Bu yanma, bu gece, bu kan kokusu ellerimizin, bu gidip gelmelerimiz
Bu bizi bizden çıkarıp ‘aşk’ yapan yaratılış
Anlıyorum seyrederken kalabalıkları
Anlamak ölmektir
Ölmekse Aşk’a gidiş..

Yalnızsan eğer bakışlarım sende kalsın!
Ben şimdi gözlerimde şekillenen bir akşamın yüreğime düşen şarkısındayım.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.