ANNELER GÜNÜ

0

Annelik koşulsuz sevginin, sonsuz sabrın ve fedakarlığın birarada olduğu tek statüdür. Üstelik de öğrenilen, sonradan kazanılan bir statü değil. Bir kadın anneliği, bebeği vücudunda oluşmaya başladığı anda en yoğun hislerle yaşamaya başlar. Annelik öyle yoğun, öyle kutsal bir duygudur ki işte tam da bu sebeple Allah tarafından da kutsanmıştır. Bütün kadim dinlerde annelik kutsal sayılmış ve kutsanmıştır. Bizim inancımızda da cennet analarımızın ayaklarının altındadır.

 

Anne ile evladı arasında göbek bağı ile kurulan o organik bağ, siz kaç yaşına gelirseniz gelin olünceye kadar devam eder. İşte bu nedenledir ki bir insanı yaşamı boyunca en fazla etkileyen olaylardan biridir; anne kaybı.

 

Annelik sizi öyle zenginleştiren, geliştiren bir duygudur ki yerine hiç bir şey de konulamaz. Ayrıca çok da zordur annelik. Bir insanı dünyaya getirmek, onu büyütmek, ona şekil vermek… Bazen karamsarlığa kapılırsınız “Yok ben bu işi yapamıyorum” diye. Ama sonra öyle bir an gelir ki bir sarılış ve bir “anne” size her şeyi unutturur.

 

Başımızın tacı, varoluş nedenimiz; annelerimiz. Siz bize bir hayat hediye ettiniz bununla da yetinmediniz bize hediye ettiginiz o hayatı en doğru, en mutlu, en sağlıklı, en huzurlu nasıl yaşarız diye hep kendinizden eksiltip bize kattınız. Benim de kendimden önce düşündüğüm ve herkesten, her seyden önde tuttuğum iki evladım var. Ali Aral’ı kucağıma aldığımda 2002 yılıydı. Sonra 2009’da Ahmet Arda’ya kavuştum. Hayatımın en mutlu, kendimi en arınmış, huzur içinde hissettiğim anlardı çocuklarıma kavuşma anlarım. İlk anne olduğumda inanılmaz bir dönüşüm yaşadım. Bir anda dünyanın en sabırlı, sevgi dolu insanı oluvermiştim. İşte o zamanlarda, annemi de daha iyi anlamaya başladım. Annemin, yaşamımın ilk yıllarında anlamsız ve abartılı bulduğum o korumacı, müdahaleci tavırları meğer ne kadar da yerindeymiş. Şimdi aynı şeyleri ben çocuklarım için hissedip yapıyorum. Üstelik annelik öyle kolay istifa edilen, emekli olunan bir statü de değil. Misal benim annem; beni dünyaya getirdi, büyüttü, meslek sahibi yaptı. Şimdi ben işimi yapabileyim diye torunlarına da bakıyor.

 

Bizim için bu kadar fedakarlık yaptıktan, bizi koşulsuz sevip koruduktan sonra her şeyin en iyisini hakediyorlar. Ne yazık ki Kentsel dönüşüm sadece kentlerimizi etkilemedi. Zihinlerimizi, duygularımızı, geleneksel yapımızı da dönüştürdü. Bayramlarda, böyle özel günlerde artık aşina olduk medyada yer alan huzur evi görüntülerine. Bizim annelerimiz değil mi; yosun tutmuş gözlerle evlatlarını bekleyen, unutulmuş, boynu bükük…

 

Başta kendi annem olmak üzere bütün annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyor ve hepsinin ellerinden saygı ile öpüyorum. İyi ki varsınız, Allah sizi her daim sağlıkla bizlerin yanından, başından eksik etmesin.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.