Bu Sana İlk ve Son Mektubum

0

GL__1_~1

Bu sana yazacağım ilk ve son mektup. Ne öncesi nede sonrası olacak. Beyaz bir sayfada anlatmaya çalışacağım yüreğimden geçenleri ve daha sonra bir kitabın sayfaları arasında yıllanmaya bırakacağım içimde büyüttüğüm seni…

Derler ki!… Alınyazımıza karşı koyamayız. Ne yazıldıysa onu yaşamak zorundayız.

Soğuk bir şubat akşamı bizim yazımızın başlangıcıydı…Usulca giriverdin, sakin ve sessiz dünyama.. Yeni bir başlangıç, yeni bir umut oldun senelerdir yalnız kalmış ruhuma.

O soğuk kış gününde yaşantıma serpmeye çalıştığın sevgi kırıntılarını, avuçlarımda toplayıp, yüreğime yerleştirmek istedim. İzin vermedin. Sadece bekle dedin, bekledim. Ama sevgili sen ne istediğini hiçbir zaman bilemedin.

Allah’ın biz kullarına bahşettiği en büyük özellik en yüce yetenek. Konuşmak dururken, biz beklemeyi tercih ettik, yarınları bekledik, ama aşkta yarın yoktur sevgili, biz bunu bilemedik.

Şimdi soruyorum sana, sen aşk nedir bilir misin? Yasaklar, kısıtlamalar olmadan, yüreğini zamana esir etmeden, içinden geldiği gibi, çıkarsızca, umarsızca bir insanı sevebilir misin? …

Gecenin bir vakti, yüzüne vuran ay ışığının gölgesinde, ulaşılmazlar içinde sevdiğin bir insana ulaşabilmeyi hayal edebilir mi sin?

Kan ter içinde, sevdiğinin adını sayıklayarak uyanabilir misin? Durmak bilmeyen zaman içinde, geçmek bilmeyen saat tik taklarına umudunu bağlayabilir misin?

Peki ya! onun yokluğu yumruk misali boğazına çökmüşken, yorganını gözyaşlarına kalkan yapıp, sesini kimseler duymasın diye, için için döktüğün her bir damlayı yüreğine akıtabilir misin?

Derler ki;
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Ama kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.

Gidene ağlamaz kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan, orada bıraktığı yaradır.

İşte sevgili, sayende ben bunların hepsini yaşadım. Şimdi ise gidişine değil yüreğimde açtığın ince yaraya ağlıyorum.

Sen… Aniden çıkıp gelen… İzinsizce yaşamıma girip, ümitler vaat eden, sorumsuzca umarsızca yüreğime sevgi tohumları serpen, sonra yeşermesine izin vermeden, acımasızca, onursuzca, hoyratça çiğneyip yok eden…

 

Bir zamanlar avuçlarımda ısıtmak istediğim zalim yüreğini artık serbest bırakıyorum. İnan bana artık bende seni istemiyorum…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.