Doya doya bak bu son görüşün
Geldiğinin ikinci günü, buluştuk yine. Gazete okuyordu buluştuğumuzda. Tek bir yere odaklanmışım ”bugün bitecek bu iş”. Bir şeyler diyor, dinlemiyorum. Suyumdan bir yudum aldım ve söyledim gözlerim başka yere sabit.
-Dün gece çok düşündüm, olmuyor, yapamıyorum.
üç nokta.
Sonra mı?
‘Neden ama?’ lar sıralandı, sigaralar yandı, sigaralar söndü, önce teldeki isimler değiştirildi, sonra fırlatıldı masaya. Kulaklarım uğulduyordu, dikkatimi toplayabildiğim anlarda ancak ‘yazık…’ ‘ben nerde hata yapıyorum’ gibi cümleler duydum. Hiç bitmeyecek sandığım yüzleşmemiz bitti ve bir birlikteliği oraya gömüp ayrı ayrı yollarımıza devam ettik.
….
”İhanetler hep böyledir: İlki, bir yenisine gebedir; ikincisi daha az acı verir. Ondan sonra dur durak yoktur: Güvenilmez aşık, sevdikçe kıran, gezdikçe ardında bir kırık kalpler mezarlığı bırakan bir dervişe döner. Artık acılara hapsolmuştur: Buluşmak istedikçe ayrılacak, birleşmeye çalıştıkça parçalanacak, sonunda terk ettiklerinin “ah”ı tutup terk edildiğinde mukadder yalnızlığına kapanacaktır.” *