Eylül Vurgunu…

0

 

İçimde bir sonbahar
savrulan umutlarım dallarından
yaprak yaprak dökülüyor
içimde sapsarı bir sevda
kendi seçmediği bir kadere boyun eğiyor..

 

Bu yorgun argın inen güz akşamında
beni hüzünlendiren Eylül değil
yollarımızın ayrılması bir yerde
şimdi gönlümde yorgun bir hazan
ihanetlere kapısını aralıyor
ve kalemimin ucunda bir sevda intihar ediyor..

 

Sözlerin beni terkettiği bu saatlerde
ateş böcekleri sönerken bir bir gözlerimde
yakamozların denizlere yazdığı,
rüzgarın söylediği bir masal gibi
düşlerinden akıp gidiyorum sessizce..

 

Dalgaların kıyıya vurup ağladığı yerde
köpükler sahillere çizmeyecek resmimi
sesim çınlamayacak martıların çığlığında
sarhoş hazanın serseri rüzgarları
adımı fısıldamayacak bir daha kulaklarına..

 

İçimde hüzzam bir sevdanın sessizliği
elimde solmuş küçük bir resmin
kalbimde durmadan kanayan yara
ve yastığım ıslanırken gözlerimin yağmuruyla
bir Eylül daha kapaklanıp yıkılıyor
yüreğimin kaldırımlarına..

 

 

Şimdi bağıra bağıra ağlamak yakışır bana…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.