Paylaşmak mı fedakarlık mı?

0

Temel olan şey, senin kendini sevmendir; o kadar bütünüyle seversin ki böylece sevgi senden taşar ve diğerlerine ulaşır.

Ben paylaşmaya karşı değilim ama kesinlikle fedakârlığa karşıyım. Ben paylaşmanın yanındayım ama önce senin paylaşacak bir şeyin olması lazım.

Ve o zaman sen bunu birisine bir iyilik olsun diye yapmıyorsun; tam tersine senden bir şey alan kişi sana iyilik yapıyor. Ona minnet duymalısın çünkü diğeri senin yardımını reddedebilirdi; o kişi sana cömertlik yaptı.

Benim tüm ısrarım bireyin son derece mutlu, son derece neşeli, son derece dingin, son derece tatmin olmuş hissetmesi gerektiği yönündedir. Ve bu tatmin duygusunun sayesinde paylaşmaya başlar. O çok fazlasına sahiptir, o bir yağmur bulutu gibidir: Yağmak zorundadır.

Şayet diğerinin susuzluğu giderilmişse, şayet toprağın susuzluğu giderilmişse bu ikincildir. Eğer her birey mutlulukla doluysa, ışıkla doluysa, sessizlikle doluysa o bunu hiç kimse ona söylemeden paylaşıyor olacaktır çünkü paylaşmak o kadar büyük bir keyiftir ki.

Birisine onu vermek, başkasından almaktan çok daha keyiflidir. Ancak tüm yapı değişmelidir. İnsanlara fedakâr olmaları söylenmemelidir. Onlar ıstırap içerisindeler; ne yapabilirler ki? onlar kör; ne yapabilirler ki? Onlar hayatlarını ıskalamışlardır; ne yapabilirler ki?

Onlar sadece sahip oldukları şeyi verebilirler. Bu nedenle insanlar kendileriyle temasa geçen herkese mutsuzluk, acı, keder, kaygı veriyor. Fedakârlık budur! Hayır, ben herkesin mümkün olduğunca bencil olmasını isterdim.

Her ağaç bencildir: Köklerine su götürür, dallarına, yapraklarına, çiçeklerine, meyvelerine özsuyu götürür.

Ve çiçeklerini açtığında tanıdık, tanımadık; bildiği, bilmediği herkese güzel kokularını yayar. O meyvelerle yüklendiğinde, paylaşır, bu meyveleri sunar. Ancak eğer bu ağaçlara fedakârlık yapmayı öğretirsen, tüm bu ağaçlar ölecektir; tıpkı tüm insanlığın ölü olması gibi, onlar sadece yürüyen cesetlerdir.

Ve nereye yürüyorlar? En sonunda dinlenebilmek için mezarlarına yürüyorlar.

Hayat bir dans olmalı. Ve herkesin hayatı bir dans olabilir. O bir müzik olmalı ve o zaman paylaşabilirsin; paylaşmak zorunda olacaksın.

Bunu söylemeye gerek yok çünkü bu varoluşun en temel kanunlarından birisidir: Mutluluğunu ne kadar çok paylaşırsan, o kadar büyüyecektir.

Osho

 

 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.