Son Sınıf

3

10. Sınıf İngilizce dersinde yanımda bir kız oturuyordu onun için ‘benim en iyi arkadaşım’ diyordum… ama ben onun ipek gibi saçlarınına bakıp onun benim
olmasını istiyordum… ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum, dersten sonra kalktı ve geçen gün sınıfta olmadığı için
günün notlarını istedi ona notları verirken bana teşekkür etti ve yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum…

11. Sınıf

Telefonum çaldı, arayan oydu ve ağlıyordu bana aşkın nasıl kalbini kırdığını anlattı, beni evine çağırdı, yalnız kalmak istemediğini söyledi,bende
tabiki gittim, koltuğa, onun yanına oturdum, güzel gözlerine bakmaya başladım ve onun benim olmasını diledim, 2 saat sonra Drew Barrymore’un bir filmi başladı ve onu izledik filmi izledikten sonra uyumaya karar verdi, bana herşey için teşekkür etti ve yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak
istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum…

Mezuniyet balosundan birgün önce yanıma geldi ve ‘çıktığım çocuk hasta ve partiye gelemicek’ dedi, benimde çıktığım biri yoktu ve 7.sınıfta
birbirimize söz vermiştik eğer çıktığımız biri olmazsa partilere birlikte gidicektik, ‘en iyi arkadaş’ olarak. Ve partiye birlikte gittik,o akşam çok güzeldi, her şey yolunda gitti, partiden sonra onu evine kapısının önüne kadar bıraktım, kapının önünde ona baktım o da bana o güzel gözleriyle gülümseyerek
baktı. Onun benim olmasını istiyordum…ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum, bana ‘hayatımın en güzel zamanını
geçirdiğini’ söyledi ve yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum…
Günler, haftalar, aylar geçti ve mezuniyet günü geldi çattı… Sürekli onu izledim onun mükkemmel vücudunu seyrettim. Diplomasını almak için sahenye çıkarken sanki havada süzülen bir melek gibiydi.Onun benim olmasını istiyordum… ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum.Herkes evine gitmeden önce yanıma geldi ve ağlayarak bana sarıldı sonra başını omzuma koydu ve ’sen benim en iyi arkadaşımsın, teşekkürler’ deyip yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum

Aradan yıllar geçti…

Bir kilisedeyim ve o kızın nikahını izliyorum…evet artık evleniyordu,onun ‘evet, kabul ediyorum’ demesini,yeni hayatına girmesini izledim,başka bir adamla evli olarak. Onun benim olmasını istiyordum…ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum. Yeni hayatına girmeden önce yanıma geldi ve ‘nikahıma geldin teşekkürler’ deyip yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum…

Yıllar çok çabuk geçti…

Şu an benim bir zamanlar en iyi arkadaşım olan kızın tabutuna bakıyorum, eşyaları toplanırken lise yıllarında yazdığı günlüğü ortaya çıktı…
Hemen günlüğünü aldım ve günlükte okuduğum satırlar şöyleydi… ‘Onun gözlerine bakarak onun benim olmasını diledim… ama o bana benim ona
baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum
nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum.Keşke bana beni sevdiğini söyleseydi.

Hayatta hiç bir şey için geç kalmayın sevdiğinizi söyleyin. Her ne pahasına olursa olsun. Bu onu kaybetmekte olsa…..
Asagidaki gerçek hikâye Kellog Business School’da (Northwestern Üniversitesi) Is Idaresi master ögrencileri ile Zaman Yönetimi dersi profesörü arasinda geçer…

Profesör sinifa girip karsisinda duran dünyanin en seçilmis ögrencilerine kisa bir süre baktiktan sonra, “Bu gün Zaman Yönetimi konusunda deneyle karisik bir sinav yapacagiz” dedi. Kürsüye yürüdü, kürsünün altindan kocaman bir kavanoz çikartti. Arkadan, kürsünün altindan bir düzine yumruk büyüklügünde tas aldi ve taslari büyük bir dikkatle kavanozun içine yerlestirmeye basladi. Kavanozun daha baska tas almayacagina emin olduktan sonra ögrencilerine döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Ögrenciler hep bir agizdan “Doldu” diye cevapladilar. Profesör “Öyle mi?” dedi ve kürsünün altina egilerek bir kova micir çikartti. Miciri kavanozun agzindan yavas yavas döktü. Sonra kavanozu sallayarak micirin taslarin
arasina yerlesmesini sagladi. Sonra ögrencilerine dönerek bir kez daha “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Bir ögrenci “Dolmadi herhâlde” diye cevap verdi. Dogru” d! edi profesör ve gene kürsünün altina egilerek bir kova kum aldi ve yavas yavas tüm kum taneleri taslarla micirlarin arasina nüfuz
edene kadar döktü. Gene ögrencilerine döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu.Tüm siniftakiler bir agizdan “Hayir” diye bagirdilar. “Güzel” dedi profesör ve kürsünün altina egilerek bir sürahi su aldi ve kavanoz agzina kadar doluncaya dek suyu bosaltti. Sonra ögrencilerine dönerek “Bu deneyin amaci neydi” diye sordu. Uyanik bir ögrenci hemen “Zamanimiz ne kadar dolu görünürse görünsün, daha ayirabilecegimiz zamanimiz mutlaka
vardir” diye atladi. “Hayir” dedi profesör, “bu deneyin esas anlatmak istedigi Eger büyük taslari bastan yerlestirmezsen küçükler girdikten sonra büyükleri hiç bir zaman kavanozun içine koyamazsin” gerçegidir”. Ögrenciler saskinlik içinde birbirlerine bakarken profesör devam etti: “Nedir hayatinizdaki büyük taslar? Çocukla! riniz, esiniz, sevdikleriniz, arkadaslariniz,egitiminiz,hayâlleriniz, sagliginiz, bir eser yaratmak, baskalarina faydali olmak,onlara bir sey ögretmek! Büyük taslariniz belki bunlardan birisi,belki bir kaçi, belki hepsi. Bu aksam uykuya yatmadan önce iyice düsünün ve
sizin büyük taslariniz hangileridir iyi karar verin. Bilin ki büyük taslarinizi kavanoza ilk olarak yerlestirmezseniz hiç bir zaman bir daha koyamazsiniz,o
zaman da ne kendinize, ne de çalistiginiz kuruma, ne de ülkenize faydali olursunuz. Bu da iyi bir is adami, gerçekte de iyi bir adam olamayacaginizi gösterir”. Profesör, ders bittigi hâlde konusmadan oturan ögrencileri sinifta birakarak çikti gitti…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.