Alıntı Güzel Sözler

0

Bazı duygular vardır anlatılamaz, anlaşılır sadece.
Sevenin sevdiğini bilmesi kadar, sevilen de anlar sevildiğini.
Sevgi her zaman belirli kelimelerle söylenmez.
Çoğu defa bir bakış yeter de artar bile
Yeryüzünde hiçbir kuvvet insanoğlunu sevme hakkından alıkoyamaz.
Sevmek çoğu zaman var olmaktır.
Sonunda bizi yok olmaya götürse bile.
Ben şimdi varım ve seni sevmek hakkımı kullanıyorum.
Sen bile buna karşı koyamazsın.
Sana gelinceye kadar sonu gelmez

hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının ne anlaşılmasını. daireyi tamamla. gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temzile, tozdan kurtul. geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen o ol!

Bende eksik olan neydi? iyi bir yaşamım yokmuydu? yaşamımım giderek geri dönülmez bir biçimde daralan bir dehlize dönüşmekte olduğunu kime anlatabilirim? para, dostlar, aile, güzel ve çekici bir eş, saygınlık. Beni kim rahatlatabilir? O apaçık soruyu sormaktan kim alıkoyabilir:”Daha ne istiyorsun?”

Yüzeyden bakınca göremezsiniz.Dışarıdan bakınca çok iyi bir yaşam sürüyor gibi görünüyorum.Ama biraz derinlere inerseniz içimde koskoca bir ümitsizliğin hüküm sürdüğünü görürsünüz.Ne tür bi ümitsizlik diyemi soruyorsunuz? Şöyle diyelim: Zihnime sahip olamıyorum; yabancı ve sefil düşünceler saldırıp zihnimi işgal ediyor.Sonuç olarakkendimi küçük görüyor, dürüstlüğümden kuşku duyuyorum.Cesaretimde yok: Yaşamımı deiştirmeye ya da bu şekilde sürdürmeye yetecek cesarete de sahip değilim. Yaşama nedenimi artıkbilemiyorum, bir amacım kalmadı. Yaşlanmakta olduğumu aklıma taktım.

Çok başka bir şey. Sevginin ortasında,derin acılar hisseder mi insan?
Aydınlık gülümsemelerin içine,hüzün yerleştirirmi durup dururken? Gözlerine buğu,diline sitem,yüreğine burukluk,çöreklenir kalır mı asırlarca?Gelmeyeceğini bildiği mektup için,posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı?
Dedim ya başka bir şey bu.

”Sadece iki günümüz var yaşamak için. Bu günleri de aşağılık heriflerin önünde diz çökerek geçirmeye değmez.”

Voltaire

”Farklılıklar yalnızca dış görünüştedir. İç dünyada böyle bir görünüşün çekirdeğinde, herkeste aynı şey yatar: Eza ve cefa içinde yoksul bir komedyen”

Schopenhauer

”Aptal birinin sersem bilincinde yansıyan tüm görkem ve hazlar, rahatsız bir hapishanede Don Kişot’u yazan Cervantes’in bilinci karşısında çok yoksuldurlar.”

Schopenhauer

ALINTI: YAŞAM BİLGELİĞİ ÜZERİNE AFORİZMALAR – ARTHUR SCHOPENHAUER

”Kısa boylu, dar omuzlu, geniş kalçalı ve kısa bacaklı bu kadın cinsine ‘güzeldir’ demek, ancak cinsel dürtüleri ile hareket eden bir erkek beyninin ürünü olabilir. Kadını ‘güzel olan” yerine ‘estetik olmayan’ olarak tanımlamak daha haklı bir betimleme olur.

Ümitsizlik özfarkındalık uğruna ödenen bir bedeldir. Yaşama derinlere inerek bakacak olursunuz, ümitsizlikle her zaman karşılaşırsınız

Anlatılınca açılabileceğine, konuşarakbazı yüklerin atılabileceğine inanıyorum. Katoliklere bir bak. Papazlar yüzyıllardır günah cıkararakinsanları rahatlatabiliyorlar

Kendinden hoşnut olmayan bir çok insan gördüm; bunlar önce başkalarının kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlamaya çalışırlar. Bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar. Ama bu sahta bir çözümdür; bu başkalarının otoritesi altına girmeyi kabullenmektir. Size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemin yollarını aramak değil

‘Aşık’, ’seven’ kişi değildir; aslında o, sevdiği kişinin mutlak sahibi olmayı amaçlar

Şimdiki anı yaşamıyorum. Ya geçmişte ya da asla olmayacak bir gelecekte yaşıyorum

Açıkça hissettiğim bir şey varsa o da, yaşamının seni yaşamasına izin vermemenin çok önemli olduğu. Aksi halde, gerçekten yaşamadığın bir kırk yıl çıkı verir karşına. Ne mi öğrendim? İçinde bulunduğum an’ı yaşamayı öğrendim belki de, böylece elli yaşıma geldiğimde kırklı yıllarıma bakıp pişmanlık duymayacağım. Bu senin içinde önemli. Seni iyi tanıyan herkes, olağanüstü yeteneklerin olduğunu bilir. Bunun sana getirdiği bir yük var: Toprak ne kadar zengin olursa, orada bir şey yetiştirememen de o kadar affedilmez olur

Gün boyunca hayatta kalmaya, geceleri ise yaşamaya çalışırız

“Yazı, bir varlık problemidir. Bir yazanı vardır, yetmez, bir de okuyanı olunca gerçekleşir. Bir bilinçte yer almaktır çünkü bütün mesele. Yazan dairenin başlangıcıdır. Sonsuzluğu sağlayan, daireyi tamamlayansa okuyandır.
Öyleyse okumak varlığına bir eylemdir, dahası, yokluğuna..
Yazan yazdığının görülmesini ister, roman ya da tek kelime. Sonra görüldüğünü bilmek ister. Üstelik gören de gördüğünün bilinmesini ister. Tam bir dairesel oluştur bu. Tahta masaya tek kelime, biri okusun, kim okursa.
Tahta masaya kazılmış yazıyı okurum ve okuduğumun onu yazan tarafından bilinmesini isterim.
Neden?
Bir daha asla karşılaşmayacağımızı bildiğimiz halde biz iki isimsiz, yazan ve okuyan, hızla geçişen iki trenin penceresinde belirirken hayallerimiz, en güzel yüzümüzü takınır, kendimize çeki düzen veririz. Görmekte ve görülmekteyiz. O bizi görerek, bizim varlığımızı onaylarken, biz de onu görerek onun varlığını onaylarız ve bunun karşılıklı bilinmesini isteriz.
Görülmek istemek, yaradılışın esamesinden bir şelale gibi döküle döküle bize kadar inmektedir. Bir bilinçte yer almaktır bütün mesele.”

Gökten kafana ne yağarsa yağsın asla küfretmeyeceksin.Buna yağmur da dahil.
Yukarıdan üzerine ne düşerse düşsün,kabulün olmalı.Sağanak ne kadar şiddetli,tipi ne denli dondurucu olursa olsun,bulutların biz aşağıdakilere reva gördüklerine sövemessin.Böyledir bu düzen.Bunu herkes bilir

Aşkı oluşturan zerrecikler, bölünüp analizi yapılamayacak kadar küçük şeylerdir. Nasıl aşkın tümü, bir anda, bir tek bakış açısından görülemeyecek kadar büyükse, bu da tam tersin..

Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kah çığlık çığlığadırlar, kah sesleri işitilmez.

Ve dörtte üçü su olduğundan mı vücudumuz okyanuslar gibi Ay’ın cazibesinin etkisindedir..?
Bu yüzden mi içimiz gelgit halindedir..?
Sular ve gökler arasında yapayalnızım.
Tut ki yeni yaratılmışım…
Bu yüzden mi sudan sebeplerle yitiririz su gibi aziz şeyleri çoğu zaman.
Sular durulduğunda aydınlanır anlamlar ama sular durulmaz dalgalanmadan….

“Sefil Düşünceler ve küçüklükler arasında kaybolup, hayattaki büyük sırrı çözemedik, soru da cevapsız ve acımasız kalakaldı: Nasıl yaşadın, neden öyle yaşadın, neyi yapabilecekken yapmadın, başka bir yol, başka bir anlam arıyordun, yanlış zilleri, yanlış kapıları çaldın, yanlış yollara saptın, yanlış insanları sevdin, yanlış yataklarda uyudun, yanlış evlerde yaşadın. Neden hayal ettiklerini, düşündüklerini bu kadar küçümsüyorsun?”
tarih bir tahriften ibarettir. tarih, geçmişten geleceğe uzanan ve bugün gördüğümüz bir rüyadır. bütün rüyalar gibi tarih de yorumlanabilir; ama görülürken değil.

belki de bir yetişkin olup yetişkinlerden beklenen biçimde davranmaya başladığımda düşlerimi kaybettim

binlerce millik bir yolculuk tek bir adımla başlar.(sfyi yenmek için önce ilk adımıatıp sürekli devam etmeliyiz?elbet onun da bir sonu vardır)

düş gücü bilgilerden daha önemlidir…
(FERRARİSİNİ SATAN BİLGE)
YÜREĞİNE ACI KORKUSUNUN,ACININ KENDİSİNDEN DE KÖTÜ OLDUĞUNU SÖYLE.DÜŞLERİNİN PEŞİNDE OLDUĞU SÜRECE HİÇBİR YÜREK KESİNLİKLE ACI ÇEKMEZ

+ben varken ölüm yok ölüm varken ben yokum (lucretius un sözü)

+her insan gerçeğin ne kadarına dayanabileceğini seçmeli

+amor fati:kaderini sev

+en büyük hakikat kendi keşfettiğimiz hakikattir

+en ulu ağaç en yükseklere uzanan ve köklerini en derinlere _hatta kötülüğün içine _salan ağaçtır

+hayat doğru cevapları olmayan bir sınav

+ideal evlilik ilişkisi ; her iki insanında yaşamını sürdürmesi için bu ilişkiye muhtaç olmadığı zaman kurulandır

+”bu çok tuhaf ama hayatımda ilk kez yalnızlığımın bütün karanlıklarını bütün ümitsizliğimi analttığım o anda tam o anda yalnızlık uçtu gitti.daha,bana hiç dokunulmadığını söylediğim o an dokunulmaya izin verdiğim ilk andı “

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.