Aşk bir tesadüf mü?

1

Uzmanlar, bir insandan etkilenmenin veya aşık olmanın belirli nedenlere bağlı olduğunu söylüyorlar. Genelde bir tesadüfün sonucu olmadığını dile getiriyorlar.
Aşkı yaratan ‘romantizm’ imgesinin kaynağı çocukluğumuzda en yakınımızdakilerle kurduğumuz ilişkilerimizdir. Bu bahsedilen en yakınlarımız da genellikle ki bu çoğu zaman anne ve babamız oluyor. Bizi yetiştirenler ya da çocukluğumuz boyunca yanımızda bulunan kişilerin olumsuz özellikleri, romantik imgelerimizi, olumlu özelliklerine kıyasla daha çok etkiliyor. Bunu basit örneklerle açıklamak gerekirse; otoriter ve sevgisini çocuğuna yeterince veremeyen bir annenin çocuğunun, büyüdüğünde sevgisini dengeli bir biçimde sunabilen birisine aşık olma ihtimali sanılanın tersine çok zayıf. Aynı şekilde alkol problemi yaşayan bir babanın kız çocuğunun, büyüdüğünde de benzer özelliklere sahip birisiyle ilişki yaşama ihtimali göz ardı edilemeyecek kadar kuvvetli.

Aile özellikleri

Uzmanlar bunun nedenini, insanların en çok sevdiği ya da aşık olduğu kişilerde kendi ailesinin özelliklerini aramaları ve ilişkilerinde çocukluklarına dair tanıdık duygular bulmaları olarak açıklıyor. İnsanların çocukken aileleriyle ilgili yaşadıkları olumsuzluklar sebebiyle, aynı tatsız olayları onlara yeniden yaşatabilecek birilerine bağlanmalarının üzerinde durulması gereken nedenlerinden biri de kişilerin o olayları yeniden canlandırarak çözümlemeye çalışmak istemeleri. Ancak bu genellikle geri teper ve bastırılan duygular birden bire ortaya çıkarak, kişinin benliğinde onarılması çok zor, hatta imkansız delikler açar. Bu yüzden kişi ona zarar veren bir birliktelik yaşıyor dahi olsa partnerini bu delikleri kapatacak bir nevi ‘yama’ olarak görmeye başlar.

sizce tesadüf mü 😉


Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.