Ayrılma Psikolojisi

0

1544Biraz ayrılma psikolojisi sizi birçok kötü sondan kurtarabilir. Çoğu zaman ilişkimizde çok zor kararlar vermeye zorlanırız. En korkutucu kararlardan biride çekip gitmeye karar vermektir. Bütün ilişkilerde belli bir noktadan sonra kişinin bu ilişkiyi sürdürmeye deyip deymeyeceğine karar vermesi doğal bir gerekliliktir. Düşünün ki araba kullanıyorsunuz ve bir yol ayrımına geldiniz sağa yada sola sapmaya zorlanmaktasınız.Bununla birlikte bu kararı vermeden önce neden bu ilişkiyi bitirmek istediğinizi ya da ikisinden birisini seçmeniz gerektiğini anlamalısınız. Ondan sonra ayrıldığınızda ne gibi sonuçlarla karşılaşacağınızı kestirirsiniz.

Erkeklerin sıkça düştüğü 3 hata barıştırılamaz hatalar, limitli görüş açısı ve alternatif yönler. Her ne kadar bütün ilişkilerin bu sebeplere bağlı sona ermesi saf bir düşünce olsa da ilişkiler bu üç kategoriden biri veya bir kaçının aynı anda yaşanmasından dolayı sona ermekteler.

O zaman şu 3 ilişki katiline bir göz atalım ve ayrılma psikolojisini de biraz açığa çıkaralım.

Barıştırılamaz hatalar

Aldatmak barıştırılamaz hatalara çok güzel bir örnektir. Şaşırtıcıdır ki aldatma sizin tahmin ettiğiniz gibi her zaman eşinizin ilişkideki değer eksikliklerinden kaynaklanmaz. Belki de tamamen ikinizden birinin fiziksel, duygusal veya cinsel arzularınızdan kaynaklanıyor olabilir. Sadakatsizlik, derin duygularla dolu bir anda ilişkiye bağlı olmanın öneminin yerine geçmektir.

Bu yüzden, eğer bir ilişki barıştırılamaz bir hatadan sona erdiyse bunu kişisel algılamamak gerekir. İkinizden birinin bu davranış şeklini benimsemesinin nedeni o an ki çıkarları doğrultusundadır. Eğer böyle bir hatayı kişisel algılamazsanız, ilişkiye ön yargılı bakmayabilir belki de mantıklı bir bakış açısı bulabilirsiniz. Durumu canlandırmak gerekirse, farz edin ki siz bu tür olay yaşayan bir arkadaşınıza tavsiyede bulunacaksınız. En nihayetinde ilişkinin böyle bir olayı taşıyıp taşıyamayacağı kararını verecek olan aldatılan taraf olacaktır.

Limitli bakış açısı

Zaman içinde, bakış açısı sınırlanabilir. Dış etkenler ilişkide yeni koşullar oluşturabilir ve yeni oluşan koşullar ilişkinin önemini her iki taraf içinde azaltabilir.

Örneğin mesafe, limitli bir bakış açısını yaratabilecek bir dış etken. Bir anlığına rol yapalım: Kız arkadaşınız başka bir şehirde yeni bir iş buldu ve taşınma olasılığını değerlendirmekte. Muhtemel bir senaryoda uzun mesafe ilişkisi yaşamak kendi çıkarları için daha ağır basmakta. Duyguları yavaş yavaş değişerek bu yeni koşul için yer açmaya başlar. Böylece limitli bir bakış açısı yaratarak eğer yeni bir şehire giderse bu ilişkiyi sürdüremeyeceğini düşünür.

En iyisi limitli bakış açısını tetikleyen nedenleri öncesinden görebilmek. Öngörü çok önemlidir çünkü değişimlere tepki vermek yerine onlara ayak uydurmanızı sağlar. Bu kadar korkutucu bir işin üstesinden gelebilmenin en iyi yolu eşinizle açıkça bunları konuşmanızdır. Limitli bir bakış açısıyla karar vermesini gerektiren şeyin ne olduğunu öğrenmek için ona sorular sormalısınız. Bunu bulabilmeniz çok önemli çünkü bu limitli bakış açısı sizin ilişkinizi test etmekte ve ilişkinizin buna dayanıp dayanamaması ne kadar uzun süreceğine bağlı olacak.

Ayrılma psikolojisi sizin daha rahat ayrılmanızı sağlamaya yardım edebilir. Eşinizin bu limitli bakış açısı yüzünden ilişkinizi bitirmeniz gerektiğine inanıyorsanız bunun sorumlusu siz değilsiniz. Bunun nedeni dış etkenlerin limitli bir bakış açısı doğurması ve bunun eşiniz için ilişkinizden daha önemli olması. Doğal olarak da sizin kontrolünüzün ötesinde olması.

Alternatif yönler ilişkideki iki kişinin zamanla kişisel, profesyonel veya ilişkiden istediklerinden ayrılmaları anlamına geliyor. İnanç ve değer yargılarının çatışmasından dolayı da bu şekilde bir sonuç çıkabilir.

İnsanlar ayrı şeyler yaşarlar bu her zaman olur. Hayatlarınız belki tamamen farklı yollara gidiyor ve muhtemelen farklı sonları olan iki yol. İlk başta bu ilişkiye başladınız çünkü duygusal bir bağ oluştu aranızda (evet cinsel birleşim bile bazı duygular içerir). Bununla birlikte birbirinize karşı duyduğunuz aşırı tutku yavaş yavaş dibe çöküyor ve mantık ilişkinizi yönetmeye başlıyor. İşte bu noktada gerçek sorular doğuyor:

•Bu kişiyle bir gelecek görüyormuyum?
•Bu kişi benim amaç ve arzularımı karşılayabilecek biri mi?
•O da hayattan benim istediklerimi mi istiyor?
•Her ikimiz açısından da bu ilişkiyi sürdürmek mantıklı ve yararlı mı?

Hedefleriniz eşleşmediği için ilişkiyi sonlandırmayı seçebilirsiniz. İkinizin de tamamen farklı iki yaşam biçimi olduğunu bilmek ( muhtemel olarak aileden, işten, ilaçlardan kaynaklanan nedenlerle) ilişkide algının değişmesini sağlayacak kadar sürtüşme yaşamak kaçınılmazdır.

Bununla birlikte ilişkiyi sizin bitirmeniz belki bir şans olabilir. Birçok insan ilişkiyi devam ettirme hatasına düşmekte, bazıları daha da ileri giderek evlenip ilerleyen yıllarda böyle bir şeyin olmadığını kabullenmekte. Bunun sonucu olarak,  bu olayın içinde olan her iki insanda hayatından memnun olmadan, mutlu olmadan yaşamaya devam ederler.

Böyle bir çıkmazdan kaçınmak için yapılabilecek en iyi şey uzun vadeli bir ilişki aramadan önce uzun vadeli hedeflerinizi belirlemeniz olacaktır. Esasında başkasını bulmadan önce kendinizi bulmanız gerekir. Bunu anlamanız sizi tamamlayacak, yaşamınızı değiştirmeye değil birlikte yaşamayı isteyecek kişiyi aramanızda yardımcı olacaktır.

Ayrılma

İlişkinizin akışı sırasında bu tür fikirlerin yanınızda olması çok problemli bir ayrılığı engelleyebilir. Bunu kişisel algılamayın, limitli bakış açılarını gözünüzden kaçırmayın ve uzun vadeli hedeflerinizi iyi belirleyin. Bu konulara odaklanmanız ilişkilerden sorunsuz ve pişmanlık duymaksızın çıkmanızı yardımcı olacaktır.

kaynak : askman

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.