Çalişan kadınlar

0

Kadınların en yoğun çalıştıkları meslek alanları tekstil, öğretmenlik ve tıpla ilgili alanlar olarak sıralanıyor. Ayrıca kadınları artık bankacılık, borsa, gıda, madencilik, otomotiv, tarım, tekstil, medya, turizm, enerji, ulaşım, sigorta, inşaat, bilişim, ilaç, reklam, danışmanlık, üniversite, hukuk, basın gibi hayatın pek çok alanında görmek mümkün.

Türk-İş Kadın İşçiler Bürosu Uzmanı Şule Özkuzukıran’ın “Türk kadınının iş yaşamındaki yeri” konulu araştırmasına göre, günümüzde Türk kadınının üçte biri iş yaşamında yer alıyor. Sektörlere göre tekstil, öğretmenlik, tıp ile ilgili meslekler kadınların çoğunlukta olduğu ya da kadın erkek sayısının birbirine yaklaştığı alanlar olarak göze çarpıyor. Çalışan kadınlar, uzmanlık gerektirmeyen mesleklerde yoğunlaşırken, işgücü piyasasındaki kadınlar, genelde kısmi çalışma, geçici çalışma ve evde çalışma gibi atipik ve kayıtdışı istihdam biçimlerinde ağırlıklı olarak yer alıyor.

Bu tür emek-yoğun işlerin başında dokumacılık, konfeksiyon ve evde yapılan parça başı işler geliyor. Kadınlar kentlerde düşük, kırsal alanda oldukça yüksek oranlarda çalışıyor. Kırsal alanda “ücretsiz aile işçisi” olarak çalışan genç kız ve kadınların oranı yüzde 62.6 düzeylerinde bulunuyor.

Hizmet sektöründe kadın işgücü oranı yüzde 57.5 ile en önde yer alıyor. Kadınlar, ilmi ve teknik elemanlık alanında çalışanların yüzde 24’ünü, üst kademe yöneticisi olarak çalışanların yüzde 1’ini, idari personel olarak çalışanların yüzde 23’ünü, ticaret ve satış personeli olarak çalışanların yüzde 4’ünü, hizmet işçisi olarak çalışanların yüzde 13’ünü, tarım sektöründe çalışanların yüzde 9’unu oluşturuyor. Tarım dışı üretim işçisi olarak çalışanların arasında kadınların oranı ise yüzde 25 düzeyinde bulunuyor.

Araştırmaya göre, dünya genelinde ve Türkiye’de aynı iş için erkeklerden yüzde 25 daha az ücret alan kadınlar, çocuk bakımı ve ev işleri içinse erkeklere oranla beş kat daha fazla vakit harcıyor. Kadınların, okuma yazma bilen nüfus içindeki payı yüzde 44.2 olarak gerçekleşirken, üniversite mezunu kadınların nüfusa oranı yüzde 3.2’de kalıyor.

EVLiLiK VE ÇOCUK SAHiBi OLMAK iS HAYATINI ETKiLiYOR

Türkiye’de çalışan kadına yönelik korumacı kanunlar, doğum ve doğum sonrası izin, süt emzirme izni ve kreş ve yuva sağlanabilirliğiyle sınırlı bulunuyor. Evlilik ve çocuk sahibi olma, kadınların çalışma yaşamında belirleyici rol oynuyor. Çocuk sayısındaki artışa rağmen kadının çalışmak zorunda olması, annenin fiziksel ve ruhsal olarak yıpranmasına, iş veriminin düşmesine ve iş kazalarına yol açabiliyor. Evlilik ve doğum, kadın işçilerin işten ayrılma nedenlerinin yüzde 70‘ini, işverenin işten çıkarma nedenlerinin de yüzde 20‘sini oluşturuyor.

Özkuzukıran tarafından yapılan araştırmada, kadınların üçte biri iktisaden faal iken, bu kesimin de üçte biri gelir getirici bir işte çalışıyor. Ücretli çalışan 1.5 milyon kadın içinde, SSK’lı kadın sayısı 400 binin üzerine çıkarken, memur olarak 500 bine yakın kadın çalışıyor. Kentlerde kadının ücretli olarak istihdamında eğitim durumunun yükselmesi, doğurganlık oranının azalması, sosyal değerlerdeki değişme gibi nedenlerle artış gözlenmesine karşın, kadınlar ücret karşılığı çalışanlar içinde yüzde 18‘lik pay alıyor.

Kadınlarda iş yaşamında bulunma genç yaşlarda daha ağırlıklı olarak görülüyor. Kadınlar en çok 20-24 yaşlarında işgücüne katılırken, evlenme ve çocuk doğurma yaş dilimini temsil eden 25-39 yaş grubunda çalışan kadınların oranı yüzde 35‘e düşüyor. Erkeklerde aynı yaş diliminde oranlar yüzde 84’lerden, yüzde 98’e yükseliyor.

Kadınların iş hayatında yaşadıkları zorlukların başında kendilerini ispat edebilmek için erkeklere göre daha fazla çalışmak ve özveride bulunmak zorunda olmaları geliyor. Bunun yanı sıra bazı kadınlar, kadın olmaları nedeniyle iş hayatında bazı kolaylıklar da yaşamıyor değil. Apple/Bilkom Genel Müdürü Tijen Mergen, kadınların iş dünyasındaki ağırlıklarında son 10 yılda ciddi bir artış olduğuna dikkat çekerek, kendi sektöründe kadın oranının yüzde 40’ın üzerinde olduğunu ve bu rakamın her geçen yıl arttığına işaret etti. Kadın olması nedeniyle iş hayatında çok temel zorluklar yaşamadığını ifade eden Mergen, “Mücadele ettim ve sonunda kazançlı çıktım” diyor.

Mergen, şunları söyledi: “Aynı mevkiye gelebilmek için bir erkekten daha çok çalışmanız, kendinizi ispat etmeniz gerekiyor. Diyebilirim ki eğer çok mücadeleci değilseniz erkek aday kadın adayın yerini alacaktır. Bu Avrupa ülkelerinde daha da bariz ortaya çıkıyor. Özellikle NCR’de Avrupa organizasyonunda çalıştığım 4 sene boyunca hep kadın olmanın bir dezavantaj olmadığını ispat etmeye çalıştım. Türkiye’de gördüğüm kabul, Avrupa ülkelerinden daha yüksek.” Çoğu zaman olmasa bile, kadın olmanın bazen iş hayatında kolaylıklar sağladığını düşünen Mergen, “Daha kolay iletişim kurabiliyorsunuz. Ama iletişim kurmak demek, işleri çözmek demek değil. Sizi önce çok ciddiye almayabiliyorlar. Hele çok gençseniz veya genç gösteriyorsanız… Kendinizi ispat etme sürecinden geçiyorsunuz. Ancak ondan sonra başarı geliyor” şeklinde kunuştu.

VERGİ REKORTMENİ KADINLAR
İstanbul’da 1999 yılında en çok gelir vergisi ödeyen ilk 100 mükellef arasında çok sayıda kadın bulunuyor. Vergi rekortmenlerinin ilk 10 sıralamasında 5, ilk 100 sıralamasında 26 kadın yer alıyor. Bu da, İstanbul’da en çok vergi ödeyen her 4 kişiden birinin kadın olduğunu gösteriyor. Listede 4. sırada Suzan Sabancı Dinçer, 5. sırada Çiğdem Bilen Sabancı, 7. sırada Semahat Sevim Arsel, 9. sırada Sevil Sabancı ve 10. sırada Dilek Sabancı bulunuyor.

Sevgi Gönül, Emine Kamışlı, Demet Çetindoğan, Suna Kıraç, Sevda Sabancı, Türkan Özsezen, Zerrin Sabancı, Türkan Dereli, Mukaddes Atay, Güner Yüceer, Işıl Doğan, Serra Sabancı, Türkan Sabancı, Belkız Sabancı, Ayşe Aslı Atay, Hülya Avşar, Gülay Tan, Güler Sabancı, Filiz Şahenk, bir süre önce vefat eden Matild Manukyan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir kadın da diğer vergi rekortmenlerini teşkil etti.

Sanatçılar listesinde de ilk 3 arasında 2 kadın yer alıyor. Bunlar Hülya Avşar ve Sibel Can. Yine bu listede ilk 100 sıralamasında, yaklaşık 35 kadın bulunuyor. Bu da kadınların sanat dünyasındaki ağırlıklarının iş dünyasına göre, daha fazla olduğunu gösteriyor.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.