Halâ ve ölene dek aşksın sen…

0

1486835_221066331399530_634304432_n

Ne zaman sana yazmaya başlasam önce çaresizce dipsiz kuyulara dalıyor bakışlarım ardından uzun ve derin bir sessizlik… Günleri sayarken aylar, ayları sayarken yıllar geçti ama ben en çok sana yazdım; çünkü en çok seni sevdim; seni bekledim.Sonra tüm yazdıklarımı sildim birer birer; okudukça benden bir anı kalmasın, yüreğin yanmasın diye. Öfkeyi suya, sensizliği kağıda, aşkı yüreğime yazdım; gökten yıldız çalmak, güneşe göz kırpmak, boşluğu kavramak gibi… Yazdıkça ateşe dokundum; dokundukça yandım. Sana yazmak, seni yazmak: Bazen hayata karşı buz kesilmek, bazen sıcaklığını hatırlayıp erimek, bazen de aşkın sesiyle irkilmek gibi… Gidemedim, senden geçemedim ama biliyor musun, sensiz geçen her gün daha da korktum yokluğuna alışmaktan…Rüyalarıma uzunca bir süre uğramadın mesela rüyamda bile göremedim seni…Ta ki birkaç gün öncesine kadar. Üşüdüm, dedim tek kelime etmeden sadece sarıldın bana. Şimdi mi, şimdi yine sana yazıyor, seni yazıyorum işte…

‘İşin doğrusu:
Varlığına alışmaktan daha zor oldu,
Yokluğuna alışmak.
Alıştım mı bilmiyorum; ama mecbur olduğumu biliyorum.
Boşver…
Coşkusu da çok güzeldi varlığının,
Yokluğunun acısı da hiç fena değildi hani…’

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.