Kötü giden ilişkileri neden bitiremeyiz?

1

Bir ilişkinin kötü gittiğini nasıl anlarsınız? Sevgi, saygı yoksa veya azalmışsa, birlikte vakit geçirilmiyorsa, birlikteyken huzurlu ve mutlu hissedilmiyorsa… Ve daha pek çok neden sıralanabilir ancak neden kötü giden ilişkileri bitiremeyiz.

 

Birlikte olduğunuz kişinin sizin sevginizi ve ilginizi hak etmediğini düşündüğünüzde, size kötü davrandığını, saygı göstermediğini, mutlu olmadığınızı hissettiğinizde; başkalarına ilgi göstermeye başladığınızda ve birlikte olduğunuz kişinin yanında uyumaktan artık keyif almamaya başladığınızda sizi ileri taşımayacak ve zamanla mutsuzluğa sürükleyecek bu ilişkiden kendinizi kurtarmanın zamanı çoktan gelmiş demektir.

Peki, sonlandırılması gereken bir ilişkiyi bitirmemize engel olan bu suçluluk duygusuna hangi düşünceler eşlik ediyor?

1- “Birlikte olduğum kişi çok iyi bir insan ve onu kırmak istemiyorum.”

Lütfen bu konuda biraz gerçekçi olalım. Dünyanın iyi ve dürüst insanlarla dolu bir yer olduğunu söyleyemeyiz. Çok mükemmel yaşayan ve hayatını iyilik yapmaya adamış insanlar tabii ki var ve birlikte olduğumuz kişi, çevresi tarafından bu şekilde etiketlendiyse, ilişkimizde yanlış giden bir şeyler olduğunu hissettiğimiz halde sonlandırmakta zorluk yaşamamız çok normal. Yaşadığı dünya ve çevresindeki insanlar için iyi şeyler yapan birinden ayrılmak ve onu üzmek istemiyor olabilirsiniz. Ancak, birlikte olduğunuz insanın kişiliğinin mükemmel olması, ilişkinizin de mükemmel olması gerektiği anlamını taşımıyor. İlişki karşılıklı yaşanan ve birlikte olan iki bireyin kişiliklerinin değil, iletişiminin ön planda olduğu bir birliktelik şekli. Bu nedenle ayrı ayrı ne kadar mükemmel insanlar olursanız olun, bir araya geldiğinizde doğru bileşimi yaratmanız her zaman mümkün olmayabilir. Tutku, sevgi ve aşk karşınızdaki kişinin kişilik özellikleri üzerine değil, tamamen hisler üzerine kurulu kavramlar.

2- “Peki ya yıllardır biriktirdiğimiz onca anı?”

Birlikte deneyimlenen güzel anılar aldatıcı olabiliyor. Geçmişinizin hatırına, karşımızdaki kişiye sadık olmamız gerektiğini düşünüyor ve bu kişinin size daima aşkla bağlı kalacağını varsayıyorsunuz. Ancak bıçak kemiğe dayandığında, sadakatten daha önemli şeyler olduğunu fark edebiliyorsunuz.

Ortak geçmiş, ilişkide güven ve birliktelik hissinin güçlenmesinde önemli rol oynar. Ancak bu durum, karşınızdaki kişinin hangi koşul altında olursa olsun sizi kağıt bir mendil gibi buruşturup atmasını meşru kılamaz. Bu nedenle, ilişkinizin devam etmemesi gerektiğini düşündüğünüz an, anılarınızın ve ortak geçmişinizin yaşadığınız mutsuzluğu gölgelemesine ve problemlerinizin üstünü örtmesine izin vermemelisiniz.

3- “Ama ben bir zamanlar aynı adamı/kadını aşık olabilecek kadar sevmiştim.”

Büyük bir aşk ve tutkuyla başlayan ilişkilerin zamanla karşılıklı yapılan hatalar sonucunda değiştiğine şahit olmak çok üzücü olabilir. Birçoğumuz, aşkın ve sevginin başlı başına ilişkiyi sürdürmek için yeterli olduğunu düşünüyor, ki böyle olsaydı her şey çok daha kolay olurdu. Ancak ilişkiyi sağlıklı şekilde yürütebilmek için sadece aşk ve sevgiye değil, iki tarafın da ilişkinin ihtiyaçlarını çok iyi anlayabilmesi ve bu ihtiyaçları giderebilmek için aynı ölçüde sorumluluk alması gerekiyor. Aşk, yalnızca birlikteliğin devam etmesini sağlayan bir illüzyon. Siz değiştiğinizde, ilişkiniz değiştiğinde aşk ve sevgi güçlenebilir. Ancak yaşanan değişimlerin her zaman olumlu değişimler olmayacağı ve aynı ölçüde akıntının yön değiştirip her şeyi mahvedebileceği ihtimalini de kabul etmeniz gerekiyor.

 

4- “Ya ondan daha iyisini bulamazsam?”

Bu konuda belki haklı olabilirsiniz, belki daha iyisini bulamayacaksınız. Ancak aradığınız şeyin daha iyisi değil farklısı olduğunu anladığınızda, her şeyin çok daha kolay olacağını göreceksiniz. Daha iyi kişiye göre değişen bir bakış açısı. İlişkiyi bitirmek isteyip “daha iyisini bulamam” düşüncesiyle hareket etmemizin altında, aslında ne aradığımızı bilmememiz gerçeği yatıyor. Belki kafanızda belirlediğiniz bir doğru adam/kadın tanımı olabilir. Ancak bu doğru insanla tanışana kadar, onun kim olduğunu asla bilemeyeceksiniz.

5- “Ona olan sevgim bitmiş olabilir ama aynı yaşam tarzını sürdürebileceğim başka birinin karşıma çıkacağını düşünmüyorum.”

Birlikte olduğunuz kişi varlıklı olabilir. Herkes tarafından tanınan ve saygı gören biri de olabilir. Sizin gibi macera tutkunu biridir ve karşınıza daha önce bu kadar güzel zaman geçirdiğiniz biri hiç çıkmamış olabilir. Mobilyalarını birlikte seçtiğiniz, tam da hayalinizdeki gibi dekore ettiğiniz evden ayrılmak istemiyor olabilirsiniz. Yaşam stilinize uygun olan ve istediğiniz hayatı yaşamanıza olanak sağlayan biriyle birlikte olmak güzel olabilir, ancak tek seçeneğiniz o değil. Yaşamak istediğiniz hayatı tek başınıza da inşa edebilmeniz mümkün. Birlikte olduğunuz kişinin size hissettirdiklerinden çok, size sundukları için o kişiyle birlikteyseniz, kendinizi o ilişkiye devam ettiğiniz için dilediğiniz kadar suçlu hissedebilirsiniz.

6- “Gelecek planlarımızın olması belirsizliklerle dolu bir hayat yaşamaktan daha cazip geliyor.”

Belirsizlikten nefret ediyorsanız yalnız değilsiniz. Çevrenizdeki birçok insan, sizin gibi gelecekte nasıl bir hayatının olacağını öngörememe korkusu taşıyor. Ancak her ne kadar çok ütopik gelse de, bazen gemileri yakıp nereye gittiği belli olmayan bir yolculuğa başlamak, dünyanın en kolay şeyi. En azından birlikte olmamanız gerektiğini düşündüğünüz kişiyle sonunuzu bile bile uçurumdan atlamaya çalışmaktan daha kolay olduğunu söyleyebiliriz.

Belirsizlik yaşamadan daha iyi ve mutlu bir yaşam olasılığınızın olup olmadığını görmeniz imkansız. Unutmayın, en güzel gün henüz yaşanmamış olandır.

7- “Daha iyi biriyle birlikte olmayı hak etmediğimi düşünüyorum.”

Daha iyisini mi hak ediyorsunuz? Bu soruyu en doğru şekilde cevaplayabilecek tek kişi sizsiniz. Yapmanız gereken tek şey kendinize karşı dürüst olmak. Belki de sadece kendinizi kötü hissetmek istediğiniz için ya da çevrenizdeki kişilerin olumsuz yorumlarını fazla önemsediğiniz için öyle düşünüyorsunuz. Bunu sizden iyi kimse bilemeyecektir. Çevrenizdeki kimse, buna ne kadar yakın olsanız da, aileniz de dahil, yaşadıklarınızdan çıkardığınız dersleri, hissettiklerinizi ve kafanızdaki değer yargılarını sizden daha iyi bilemez. Eğer kendinizi yanlış insanla birlikte olarak cezalandırmak istiyorsanız, bu kimsenin değil sizin seçiminiz. Ancak “Ben böyle bir cezayı hak edecek ne yaptım?” sorusu üzerinde ciddi anlamda düşünmenizi öneriyoruz.

Kaynak: cekirdekinanc.com

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.