öyle bir saçmalarım ki.. inanırsın..

0

.. merdivenlerden adım adım çıkmaya başladım sonra.. Bir yerden sonra biteceklerini düşündüm.. Bitmedikçe sıkıldım ve bir tanesine oturmaya karar verdim.. Bu kararın doğruluğunu oturarak düşünmek daha mantıklı geldi o an.. Sonra mantıksız bulup kalktım.. Evet biraz salaktım..

.. bir kedi yavrusu gördüm.. ben sadece yavrusunu severdim zaten ama annesi yanında yokken.. anneyi sevmezdim çünkü.. kendi annemi değil kedinin annesini.. yavrusunun yani.. neyse öyle işte..

.. çayımı doldurup yanına biraz bisküvi aldım.. niyetim içine batırarak yemekti.. çayımın kirlenmesinden korktum.. ama çay yalnız başına çok tatsız olacaktı.. bundan bir hayat notu çıkarabilirim dedim.. düşündüm buldum.. hayatımı kirleterek tadına varabilirdim ancak.. çay, içine batırılmış bisküviyle bir sorun yaşamayacaksa benim ne sorunum olabilirdi ki sadece keyfine varmalıydım.. vaayy dedim aklını arada bir kullanmalısın dostum!

.. deri ceket giymiştim o gün.. nasıl yakıştırdım ama nasıl hoş göründüm gözüme (pehh).. üşengeçliğim üzerimde olduğundan fotoğraf çekmedim.. istedim ama yapmadım.. neden? dedim ya üşendim.. tüm gün yolda sokakta rüzgar saçlarımı her hareketlendirdiğinde poz verdiğimi bir yerlerden fotoğraflarımın çekildiğini hayal ettim.. o fotoğrafı çekmeliydim.. pişmanım..

.. burnum akıyordu.. boğazım ağrıyordu.. paylaşmak geldi aklıma.. salak dedim sonra.. kim ne yapsın senin hastalığını.. geber kime ne? vazgeçtim.. dur! vazgeçmiştim ben bunu söylemekten niye söyledim ki? ihanet mi ettim kendime şimdi yuhaa!
bak bu da bir hayat notu.. insan kendisine bile ihanet edebilen bir hayvan.. aklımı seviyim.. “insan düşünebilen bir hayvandır” sözünü söyleyen adam bu sözü söylerken yüzünde benim üstteki sözü söylediğim andaki gibi bir zafer gülümsemesi oluşmuşmudur acaba? sanmam..

.. bazen yoldan veya kaldırımın ortasından yürümek yerine kaldırım taşlarının üzerinde tek ayak yürümeye çalışıyorum.. ne yapmaya çalışıyorum.. dur söyleme biliyorum: büyümeyeheheh
aslında ben bunu sana şöyle süsleyip de söyleyebilirdim: kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalışıyorum.. tek ayağımı kullanıyorum çünkü bazen diğer ayağımıza bile güvenmemeliyiz.. işte böyle.. ama olmaz değil mi? sen bile yemezsin bunu.. olsun len bir defa inan nolur ki sanki.. hem ben inanırsam sen inanırsan onlar inanırsa gerçek olur her şey, cansız bile canlanır.. tamam bu çok uçuk oldu..

.. bu yabancı filmler yüzünden ağzıma takılan sözler var.. kullanmak için can atıyorum bazılarını bazen.. “hey adamım” diye başlıyorum arkası gelmiyor.. yok hocam bu sözler ingilizceye yakışıyor türkçeyle aynı etkiyi yaratmıyor.. “naber” demenin hoş bir tınısı yok mesela ama “vatzap meeen” deyince bir nota çalınıyor sanki kulağına insanın.. (o öyle yazılmaz biliyoruz akıllılık yapma)

.. kitap okumayı çok seviyorum.. içinde kayboluyorum sayfaların.. ama düşününce her kitabın değil.. hepsini sevmiyorum.. ben roman seviyorum.. ama öyle bana her şeyi betimlemesin tek tek.. biraz hayalgücüme bıraksın bir şeyleri.. bu biraz “hayır anlatmazsam anlamazsın sen, tek tek söylemezsem gözünde canlanmaz” demek gibi.. hayır kardeşim benim acayip bir hayal gücüm var bilmezsin sen nasıl güçlü olduğumu.. ben mi güçlüyüm hayalim mi yarıştıralım istersen? ben fena sayılmam aslında yaşıyorum ya daha ne olsun gücümü başka nasıl gösterebilirim ki sana.. tamam kaslı bir vücuda sahip değilim ama yüreğim çok güçlü be hocam yabana atma onu.. neleri taşıyor biliyor musun bilmiyorsun sus o zaman güçlü işte alla alla.. neyse ama kabul edelim hayalim daha güçlü.. bazen her şeyin düzeldiğini hayal ediyorum bea boru mu! sen böyle aptalca hayaller kurabilir misin ha nabeeer? evet kazanan: hayal gücü..

.. bavulunu aç diyorum at içine her gün bir şeyler.. biriksinler içinde.. sonra “o gün” geldiğinde iki ayağın dolaşmasın birbirine.. ayaklar birbirine dolaşır mı? dolaşır.. benim bir kardeşim var çok sakar kendine çelme takabiliyo yaaa.. sizin var mı, demek geldi içimden tam burda.. olmasın len yoksa sevinin işte ne güzel.. dün akşam elime çayın suyunu döktü salak.. istemeyin o yüzden.. o kadar da maymun iştahlı olmaya gerek yok..

.. insanlar biraz aptal mı? kim cevap verecek bu soruya şimdi aptal mısın? aptal dediğin o insanlar bu sorunun cevabını bilselerdi aptal olmaktan vazgeçmezlermiydi ha? farkına varsalardı ya da aptallıklarının? onları bilmem ama söyliyim sen aptalsın.. idiot..

.. ne yapmaya çalışıyorum ki kimi kandırmaya çalışıyorum? yazacak bir şeyim yok işte anlamıyor musunuz? olmadık yerden gelmiş olmadık cümleler kuruyorum.. anlamlar vermediniz inşallah bunlara bir de çok gülerim.. kahkahalarla gülerim.. ben çok gülüyorum ki zaten.. durmadan gülüyorum.. deli misin diye soruyorsun bir de be güzelim.. hangimiz değiliz ki

.. bak içten yazılar döşüyorum sana.. değer verdiğimi göstermez ama bu.. vermediğimi de göstermez tabi.. ben sana bırakacağım şimdi sonucu.. istediğini yaz bitir bu hayatı diyeceğim.. sonra önce elin sevdiğini yazmaya gidecek.. vazgeçeceksin.. ümit verdiğini zannedersin çünkü o zaman.. ümit ne ki zaten.. ölülerin ümitleri olur mu hayattan?hayat dedin de bak aklıma getirdin yine.. hayat çok adi be hocam.. insanın suratına tüküresi geliyor öyle beter.. yaşamayayım ona inat bu lanet hayatı diyorsun yook öyle yağma yaşayacaksın! diyor var mı öyle istediğin zaman çekip gitmek ohh kebap.. hep de kazanıyor ya deli oluyorum.. onun istediği kadar istediği gibi yaşıyoruz sonra.. sövmek istiyorum ama sonra ağzım böyle biber gibi acıyacak diye korkuyorum.. sövmem ki ben çünkü.. ağzım çok temiz.. yıkıyorum sürekli.. fırçalıyorum da hem günde on kez falan.. yok len şaka ne fırçalıcam.. ahaa dur inkar edeceğim kısım o değildi! fırçalıyorum da on kez değil yani o kısmı şaka.. derin nefes. kurtardık. oh çok şükür.

.. zayıflamışsın dedi yine biri.. evet len evet zayıfladım ne olmuş! dövecek misin? bıktım valla yoo demekten.. ne bileyim bana hep aynı geliyor ama senin gözün bugün biraz zayıf görüyorsa ne yapayım yani.. al kabul ettim işte eridi mi içinin yağları.. yemek yiyemiyorum ki kilo alayım.. kusuyorum bir de üzerine.. miğdem biraz kötü bu ara.. içimdeki pisliği akıtmaktan olsa gerek.. yemiyorum çıkarıyorum sadece.. yalan bunlar.. sen rahatla diye söyledim.. haksız çıkarsan ölürsün diye korktum.. beyaz o zaman değil mi? bu beyaz yalan dediklerinden.. siyahı da var bunun.. geceleri söyleniyor.

.. komik bişey izliyorum.. ama gülmüyorum.. sonra ağlak bişey izliyorum kahkahalar atıyorum.. de hadi sıkıyosa deli diye.. söyle.. korkma kabul etcem.. ama yok öyle bir şey kandırdım.. komik olan şeylere komik olduklarından çok daha fazla gülüyorum.. ağlak şeylere ağlamıyorum ama.. bitmiş gözyaşlarım napıyım.. su içip gözyaşı mı çıkarayım allah allah..

.. bitmez bu yazı.. tabi ben bitirmezsem.. bitirmeyecektim aslında.. ama biri eskaza okumaya başlar bitirmek zorunda hisseder kendini diye acıdım.. evet ben hala sizi düşünüyorum yanlış görmediniz.. siz siz arkadakinin yanındaki.. sizi düşünüyorum dedim evet.. aa neden şaşırdınız ki bu kadar? yoksa daha önce kimse sizi benim düşündüğüm gibi düşünmedi mi? yazık. ağlarım.

“arkadakinin yanındaki” de arkadaki olmuyor mu zaten diyecek ya da diyecek cesareti olmayıp düşünmekle kalacak olan zeki kişilik sana sesleniyorum.. evet bildin. sensin. aferin.

 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.