ßize Düşen Mor Yalnızlık
Zifiri karanlıklarda mor gözyaşlarım akarken
öğrendim ki gönlümdeki hiçbirşey gözlerime yansımamalıydı
acılarım kirpiklerimden akıyordu
belkide bundandı seyrekliği kirpiklerimin
dudağa değen her gözyaşında yaşanmamışlıktan doğan derin
sızılar vardı
gözyaşları kendi sahiplerinin kaderine kelepçeliydi.
Kapkara göklerin üstüme üstüme geldiği o zemheri gecelerde
gönlüme hükmetmem gerekiyordu
bu yüzden esir aldım gözlerimi
fakat senin inci tanelerin zencefil kokuyordu
eğilip koklamak istediğimde yüreğindeki fırtınalara düştüm
öyle bir azabi bakış fırlattınki bana
cehennem kitaplarında bile ismine rastlayamadım.
Ya zaferin unutulmaz muştusu olacaktı müjdem
yada susadığı an toprağın kana, güllerim açacaktı.
Şimdi mor gözyaşlarımdan mor güller yeşertiyorum sana
gözlerinin karasına çaldım bütün zencefilleri
sen bir gözyaşı olup aktığında dudaklarıma
bilmem kaçbin kez duyulacak serzenişlerimin başlangıcı
olmuştun.
Bu siyahi savaşlar hiçte uzak değildi bana
ölü gibi yaşamakta yaşamaktı.
Sana duraksamam
kendisine hayran bıraktıran meryem kadar günah,
sana duraksamam cennetteki meyva kadar yasak oluşundu.
Bu kurşuna ateş etmek demekti
Ve iki ateşi mermi çarpışınca havada göklere koyu bir isyan düştü
iki ademi kurşun çarpışınca havada mor güllere mor gözyaşları
düştü.
Gözlerinin hezeyanına dayanamayınca gözlerim,
yüreğimin duvarı çatlamış ülkelerini istila edince gözlerim,
bize mor bir yalnızlık düştü