Tanıdım SENİ.. MUTLU et kendini

0

gozgulNeredeydin seni tanıdığım güne kadar ?

Neden tanıtmadın kendini, neden gizlendin?

Neden hayat bu güne kadar seni karşıma çıkarmadı.Elini ilk tuttuğum günü hatırlıyorum.

Nasılda korkmuştun, titriyordun adeta çocuk gibi, suç işlemiş gibiydin.

Konuşamıyordun bile sorularıma cevap verirken ”acaba yanlış söyler
miyim” diye bir kuşku vardı.

Mutsuzdun anlaşılan acımasız dünya bir türlü sana gülümsememişti.

Dudaklarından dökülen her kelimenin içinde bir acı vardı, bir de
mutsuzluk.

Dokunsam ağlayacak çocuk gibiydin, hiç kimse dokunmamıştı sana.

Kimse dinlememişti, aksine sen herkesi dinlemek zorunda kalmıştın.

Bu yüzden ben de korkuyordum.

İstemeyerekte olsa belki gözünden iki damla yaş süzülürdü, belki
kalbindeki yaralardan biri kanar durduramazdım.

Kimse dinlememişti kuş gibi çırpınan kalbini, kim kanattı seni, kim
yıktı kurduğun hayalleri, kim gönlünü dağladı, bütün bunları
soramıyorum sana.

Bu soruların hepsini kendime soruyordum.

Yıpranmıştın, seni yıpratmışlardı, yaşamamıştın hiç.

Hayattan küçükte olsa bir zevk almamıştın.

Hep bir arayış içindeydin, hep bir kurtuluş amaçlıyordun.

Sana bakarken, kendimi unuttum, sen konuşurken ben sustum.

Hani seni bu güne kadar kimse dinlememişti ya bak ben seni dinliyorum işte.

Ne varsa anlat, ne varsa döksün içini diye, rahatlasın, ,istesin hep daha
fazlasını istesin diye.

Sen anlattıkça ben farkına vardım, kelimeler düğümleniyordu boğazında,
göz bebeklerin büyüyor, hep sömürüldüğünü anlatıyordu.

Hani dedim ya bir arayış içindesin diye şefkatle sarılan iki kol, yumuşak
bir dokunuş, tatlı bir öpüştü aradığın, başka ne isteyebilirdin ki.

Kalbim ağladı sen konuşurken, içim daraldı, kendime şunu dedim.

Seni ben almalıydım, gerçeği sana anlatmalıydım.

Artık aramana gerek yoktu sana ben gelmiştim, bir daha hiçbir yere
gitmeyecektim, sana bir darbede ben vurmayacaktım, yorulmuştun artık
dinlenmeye ihtiyacın vardı.

Yufka yüreğimle, tertemiz kalbimle geldim sana, sonsuz sevgimle, mutlu
edecektim seni, artık o kabus gibi günlerin geride kalmıştı, rengarenk
dünyamla geldim sana.

Yalnız ikimize ait bir baharla hiç solmayacak gül bahçenle döküldüm
yollarına, bastığın toprak, tuttuğun dal olmaya geldim.

Sımsıkı sarıl bana

ümit topan

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.