Yılmaz Odabaşı sözleri

0

Şair Yılmaz Odabaşı sözleri.

İstediğin kadar uzağa git! Hep aynı gökyüzünü paylaşacağız.

Artık kim, sana nasıl ulaşır? Öyle bir serüven ki hayat Karanlıkta Polyanna’lar, ışıklarda palyaçolar dolaşır.

Hayat hattında acemi tayfalardık. Ne avunduk sevinç müsveddeleriyle; aşktan ikmale kaldık…

Gitti… Kanatları yüreğimdeydi kalan, elimde minyatür bir kuş şimdi / yitirdim o aşkın kimliğini hükümsüzdür.

Bu yüzden uğruna çok öldüğüm sabahlar, yaralıdır. Gençliğim darmadağın bir ilkyaz tufanıdır. Bu sevdayı kurda kuşa yedirtmem!

Evlerin çatıları, kapıları ve perdeleri, sevinçleri, coşkuları olduğu kadar acıları ve yoksullukları da örtüyor. O örtülü kapıların, perdelerin ardında herkes kendi cennetini ya da kıyametini yaşıyor.

Artık bu ayrılıklardan kalbim usandı Bir gökyüzü, bir duvar, bir resmin kaldı Oysa dünya ne geniş, koğuşum dardı Bıraksalar martılarla randevum vardı.

Ben iki şeyin apansız geldiğine inanırım: Aşk ve ölüm… İkisi de geldiğinde git diyemezsiniz. İkisinin de önemi ve büyüklüğü, belki de geldiklerinde git diyemediğimiz içindir.

Deli sormuş deliye, Aşk nedir diye? Deli gülmüş deliye, Ben niye delirdim diye…

Böyle geçip giderken uzun zamanlar, Kimleri unuttuk kimler kalanlar?

Kimse bilmez be canım, “bir yara bir ömrü nasıl kanatır.

ne ses ne nefes ne de bu rüzgâr bağışlar seni simsiyah gecelerde budanırken ah ömrüm dönüp sırtını giderken kimler karşılar seni?

Kanmadım aynalara sana kandığım kadar, içimde bir boşluk sana yandığım kadar…

Öyle bir serüven ki hayat; Karanlıkta polyanna’lar, ışıklarda palyaçolar dolaşır…

Ve and olsun ki hiçbir kurşun, hiçbir çelik, hiçbir toprak ve hiçbir vatan daha kutsal değildir insandan!

Önce sesini, sonra yankısını çaldırdın şu beton ormanında. Kal orda! Artık hiçbir şeyden kurtulamazsın. Islanmışsın bir kere oğlum, yaş gününde kuruyamazsın.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.