Son.!!

sen de anlat, ben de anlatayım, o da anlatsın..kim anlar?
kim dur der? kim sus der? nerde yar? ‘ama o bi dert ‘..
bi buse ver! yada elini uzat, elini ver uzanalım bak artık bugünden sonraya
şimdi sabaha karşı dört kırk telefona bakar oldum yok tık bıktık belkide birbirimizden..
nefret ettik sözlerimizden! ben bunu diyemem beni bilirsin, çünkü önce allah sonra sensin
üstümü giydim dışarı çıktım, yürüdüm ilerledim saatime baktım
şimdi sabaha karşı dört elli başımdaki ağrının nedeni belli
yoruldum azcık dinleneyim dedim
ve bi şarapçı vardı sokakta gözü kan çanağı bana baktı sordu “genç sen neden ağlarsın?”
anlamassın be ihtiyar bende senin gibi değilim bahtiyar
sordu bana saat kaç dedi 5 dedim, genç yolun açık olsun dedi
durmadım ilerledim, karar veremedim, canımamı kıysam canımamı koşsam
herşeyi sendeledim, benim meleğim uyuyo kapısının önündeyim
kapısını açacak mı? oda kaçacakmı ? hava soğuk ve yağmur başladı
saat mi? gün aydınlandı kapı açılmadı ve bi insan battı..