Tarihi Geçmiş Çikolata
Babasının bakkala götürdüğünde
mutlu olan çocuklar gibiydim
kalbim beni yanına sürüklediğinde..
Hersey cocuksu tozpembe
ilerisini hiç düşünmeden
o anki mutluluk vardı yüreğimde.
Aslında biraz da hüzün,acı..
Sanki babam istediğim şeyi almamıştı.
Beni ucuz bir çikolatayla avutmuştu.
Ama onun mutluluğuyla
istediğimi alamadığımı unutmuştum o an.
İstediğim tamamıyla sendin aslında.
Seninle 24 saatimi geçirmek
ve senle ölmek.
Oysa hayat sadece seni gösterip
geri çekmişti
ve sadece o aşkı vermişti bana..
Kimbilir belkide
bunu yaşayabilmek de bir ayrıcalıktı.
Seni tek taraflı sevebilmek de…
Babamın hergün aldığı
ucuz çikolataları yemenin verdiği mutluluk gibi
alışmıştım seni sevmeye.
Bir süre sora yetmez oldu,
daha iyisini daha pahalısını istedim.
Senin tam anlamıyla
benim olmanı istedim.
Ama hayat istemedi bunu yada sen.
Çikolatalarımdan bir haz alamaz oldum.
Nerden bilebilirdimki
bakkalın tarihi geçmiş çikolata sattığını?
Nerden bilebilirdim ki
hayatın beni tarihi geçmiş,
senin gözünde değeri olmayan
bir aşkın içine sürüklediğini…
Çikolataların beni zehirlediğini..
Anlıyorum şimdi babamı.
Bize pahalı gelirmiş,
öyle şeyler bünyemiz kaldırmazmış,
günübirlik aşk dedikleri şey bizimkisi
herkesin aldığı güzel çikolatalar değilde
tarihi geçmiş sevdalardan başkası değilmiş.
Sen hergün
farklı bir çikolata yemeye devam ederken
bizim hala
o eski çikolatalayı yememizmiş
hergün dahada zehirlenmemizmiş.
Birgün tarihi geçmiş bir çikolata yeyip
zehirlenmemen dileğiyle..